18 Nisan 2008 Cuma

istanbul trafiğine basit çözüm önerileri

1 - otopark sayısının arttırılması.
park yasaklarının katı bir şekilde uygulanması.
bu, zaten yetersiz olan yolların, park etmiş araçlar yüzünden neredeyse kapanma noktasına gelmesini engelleyecek, deprem gibi acil durumlarda müdahele olanağının önünün kesilmesini engelleyecektir.

örnek olarak: bebek sahilini göstermek sanırım yanlış olmayacak.
trafik polisini, park yasağı levhasının altına park eden araçlara ceza keserken görmek istiyoruz.


2 - otobüs duraklarının konumlarının gözden geçirilmesi.
zamanında yapılmış otobüs durakları, ilerleyen zamanlarda yapılan yeni çalışmalar dolayısıyla, ya tam bir katılım noktasının az ilerisinde, ya bir alt geçit çıkışının hemen önünde gibi konumlarda kalmıştır. Bu da, durağa kadar en sol şeritten gelen otobüslerin, tam da katılım noktasındaki karmaşada, en sağa otobüs durağına girmeye çalışmasıyla, trafiği net bir şekilde kilitlemektedir.

örnek olarak: 4.levet otobüs ve minibus durakları

3 - deniz ulaşımının yaygınlaştırılması

bu konuya girmeye hiç gerek yok ama genelde vapurlar anadolu - avrupa arası çalıştırılıyor.
oysa, sarıyer-beşiktaş gibi aynı yakada bulunan semtler arasında da vapur seferleri yapılabilir.
ama kim düşünecek de, kim planlayacak değil mi?

4 - sık kullanılan yolların asfaltlanması

artık neredeyse kullanılamaz hale gelen yolların asfaltlanması gerekliliğini neden kimse görmüyor bilemiyorum.

örnek olarak: maslaktaki kabus ötesi yol

5 - üst geçit ve alt geçitlerin sayısının arttırılması

6 - köprü geçişinin ücretsiz olması

7 - yol çalışmalarının gece yapılması

8 - servis araçlarının yol kenarlarında beklemesine izin verilmemesi.

ispark

bebek sahilinden başlayarak istinye'ye kadar denizi doldurup, üzerini dünyanın en çirkin betonu ile kaplıyorlar.

henüz gerçek niyet belli olmasa da, yakın zamanda ispark'in denizin doldurulması ile genişleyen kaldırımları otopark olarak kullanmaya başlayacaklarından eminim.

dünyanın en güzel manzaralı otoparkı sadece istanbul'a yakışırdı.

kim düşündüyse, aferin iyi düşünmüşsün demek istiyorum.

an

tanrı katında, evrenin yaratılışıyla yok oluşu arasında yaşanmış ve yaşanacak her şey, tek bir anda, göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede olup bitmiştir.
işte o an, bizim sonsuzluğumuzdur.

aşk

tanrı'dan intikam almaktır.

tanrı’nın bizden esirgediğini düşündüğümüz anlamı, şeytanın bol keseden dağıttığı aşkta ararız. başka ruhlara sahip oldukça, hayatlarımızı değersiz kılan tanrı’dan gizliden gizliye intikam alır, kendi ruhlarımıza sahip değilken, başka birinin ruhuna, bedenine ve aklına sahip olma hevesinin içimizde büyüyor olmasına şaşırmayız.

işte bu yüzden, aşk şeytanın en güçlü hilesidir.

acı

ya kaybetmektir ya da hiç sahip olmamak.